Peygamberimiz Döneminde Gazete Çıksa

21.05.2021
767
A+
A-
Peygamberimiz Döneminde Gazete Çıksa

‘‘Peygamberimiz döneminde bir gazete çıksa nasıl olurdu?‘‘ bu soruyla lisede muhatap olmuştum. Siyer hocamız Esra Çifci Dindar, salt kronolojik siyer öğretimi yerine meselelerin künhüne vakıf olacağımız bir siyer öğretimi için düşünmeye başlamış. Bu mesele üzerine düşünürken aklına bu soru gelmiş. Soruyu kafasında cevaplarken bunun öğrencileri için oldukça öğretici olacağını düşünmüş. İlk derste bize bu fikri sundu. Fikir üzerinde düşünmeye başladık.

O zamana kadar elimize kalem almamıştık. Dolayısıyla bu fikir bize hayal gibi geldi önce. Fakat hocamızın istekli olması ve bize güvenmesi inancımızı perçinledi. İlk önce elimize birçok gazete aldık. Gazeteleri inceleyerek, bir gazetenin nasıl çıkartılacağına dair fikir edindik. Manşet ekibi, köşe yazarı, tasarımcı olarak birkaç görevlendirme yaptık. İsmail Bulut arkadaşımız Ebu Ammar mahlasıyla gazetemizin köşe yazarı oldu. Mustafa Eren Güzel tasarımla ilgileniyordu.

Cahiliye döneminden başlatmaya karar verdik. İlk sayıda Mekke’nin toplumsal olarak içinde bulunduğu zor durumu değerlendirdik. Şirk bataklığına düşmüş bir toplumu resmetmeye çalıştık. Daha sonra kronolojik olarak olayları değerlendirdik. Bunun için siyer okuyup üzerine düşünmemiz gerekiyordu. Her meseleyi iyice öğrenip farklı bakış açılarını görmek için siyerleri taramaya başladık.

Muhammed Hamidullah, Nedvi, Celaleddin Vatandaş,  Adnan Demircan, İhsan Süreyya Sırma, Muhammed Emin Yıldırım, Adem Apak, Mustafa Sıbai ilk etapta siyerlerini okumaya çalıştığımız isimlerdi. Daha sonrasında meseleler hakkında yapılmış konuşmaları dinlemeye çalıştık. Siyer alanında uzman isimleri ziyaret etmeye başladık. Bazı siyer dergilerini takip ederek, o zamanlar yaşanmış olayların, bugün nasıl incelendiğini değerlendirdik.

Siyer Gazetesinin Manşetleri

Gazeteyi hazırlarken üzerine en çok düşündüğümüz şey manşetler oldu. Özgün ve vurucu olması gereken manşetler, geri dönüşü olmayan bir yol gibiydi adeta. Dolayısıyla içerikleri yazdıktan sonra manşetlere hep birlikte karar veriyorduk. Manşetlerin bu kadar vurucu olmasında bu istişarelerin bereketi vardır. Altı sayı çıkardığımız gazetenin manşetlerine ve giriş yazılarına bakalım:

Birinci sayıda ‘‘Mekke Çöküyor! Toplum Bitiyor! Dur Diyecek Kimse Yok Mu?‘‘ manşetinin altında şöyle devam etmişiz: ‘‘İbrahim Peygamber’in neslinden geldiği için kendini ayrıcalıklı gören Kureyş liderlerinin oluşturduğu Dar’un Nedve sadece Mekke seçkinlerinin çıkarlarını koruyan bir karara daha imza attı.‘‘

İkinci sayıda ‘‘Müjde Sana Ey Mekke! İşte Beklenen Peygamber!‘‘ manşetinin altında şöyle devam etmişiz: ‘‘Mekke’ye Müjdeler Olsun! Müjdeler Olsun Kureyş’e! Hasretle Beklenen Özlemle Aranan Kutlu Nebi Geldi.  Allah (c.c.) Abdulmuttalib’in Yetimi Mekke’nin Yüz Akı Muhammed’ül Emin’i Peygamberlikle Şereflendirdi.‘‘

Üçüncü sayıda ‘‘Safa Tepesinden Kureyş’e Açık Çağrı Putları Terket! Allah’a Kul Ol!‘‘ manşetinin altında şöyle devam etmişiz: ‘‘Hz. Peygamber (a.s.)‘ın dün Safa Tepesinde yaptığı konuşma ile adeta yer yerinden oynadı. Allah Rasulü (a.s.) uzunca bir süredir birebir temaslarla sürdürdüğü daveti tüm Mekke halkı önünde Kureyş’in ileri gelenlerine duyurdu. Onları Allah’tan başka taptıklarını terk etmeye çağırdı. Kendisinin Allah’ın elçisi olduğunu Mekke kamuoyuna ilan etti.‘‘

Dördüncü sayıda ‘‘Ebu Leheb’in İki Eli Kurusun!‘‘ manşetinin altında şöyle devam etmişiz: ‘‘Ebu Leheb’in Alemlere Rahmet Olarak Gönderilen Hz. Muhammed’e (a.s.) Yaptığı Hakaret Ve Baskılara Karşı Yüce Allah Onu Lanetleyen Bir Sure İndirdi.‘‘

Beşinci sayıda ‘‘Ey Kureyş! Sana Bu Nimetleri Bahşeden Kabe’nin Rabbine Kulluk Et‘‘ manşetinin altında şöyle devam etmişiz: ‘‘Geçtiğimiz hafta Mekke ileri gelenlerinden bir heyet Hz. Peygamber’in amcası Ebu Talip’e resmi bir ziyarette bulundular. Heyet Ebu Talip’e Allah Rasulü‘ (a.s.)‘ı İslam’a davetten vazgeçirmesi ve kendisinin Kureyş meclisi ile birlikte hareket etmesi yönündeki taleplerini ilettiler. Öte yandan Allah Rasulü görüşme sürerken indirilen yeni ayetleri okudu. Mekke liderlerine önemli bir ihtar niteliğinde olan ayetler bölgedeki ticaret yollarını elinde bulunduran Kureyş kabilesine Allah’ın sağladığı nimetleri hatırlatıyor ve Kureyş’i müslüman olmaya çağırıyor.‘‘

Altıncı sayıda ‘‘Ey Yaradılışını Unutan Kafir Öleceksin Ve Hesap Vereceksin‘‘ manşetinin altında şöyle devam etmişiz: ‘‘Geçtiğimiz hafta Ubey b. Halef ile Allah Rasulü (a.s.) arasında yaşananlar ölümden sonra diriliş ve hesap gününe dair tartışmaları Mekke gündemine taşıdı. İslam çağrısı, Mekke şirk düzeninin temellerini sarsmayı sürdürürken ölümden ve ahiret gününden bahseden ayetler hiç ölmeyecekmiş gibi yaşayan Mekke elitlerini huzursuz etmeye devam ediyor.‘‘

Köşe Yazılarında Ele Alınan Konular

Köşe yazılarımızı yazan İsmail Bulut arkadaşımız bu alanda oldukça iyi işler çıkardı. Meseleleri tahlil etmesi, yazılarda sorduğu sorularla okurun dikkatini başka yönlere çekmesi, dönemin şiirlerinden örneklerle metne edebi nitelik kazandırması köşe yazılarının zevkle okunmasını sağlıyordu. Bu güzel yazılara hep birlikte bakalım.

İlk sayıda ‘‘Kim Bu Hanifler‘‘ başlıklı yazısında hanifleri anlattı. Mekke’nin ileri gelenlerinin, haniflerin bazı söylemlerinden neden rahatsız olduğunu anlattı. İkinci sayıda ‘‘Hiradan Sessiz Yükseliş‘‘ başlıklı yazısında peygamberimizin risaletini nasıl ilan ettiğini ve ilk tepkileri ele almaya çalıştı. Üçüncü sayıda ‘‘Geceyle Gelen Diriliş” başlıklı yazısında Müddessir Suresinde geçen, ‘‘Ey örtüsüne bürünen kalk ve uyar‘‘ emrini anlatmaya çalıştı.

Dördüncü sayıda ‘‘Ak Dava Kara Zulüm‘‘ başlıklı yazısıyla müslümanlara yapılan zulümlerden bahsetti. Beşinci sayıda ‘‘İslam’a Davette Üslubumuz Ne Olmalı?‘‘ başlıklı yazısında, tebliğ usulüne dair bilgi vermeye çalıştı. Altıncı sayıda ‘‘Ahireti Red veya Sorumsuz Bir Yaşamın Dayanılmaz Hafifliği‘‘ başlıklı yazısıyla, anlamlı bir hayatın ahireti kabul ederek yaşanabileceğini anlatmaya çalıştı.

Sonuç

Siyer Gazetesi ilk çıktığı zaman oldukça müspet yorumlar aldı. Ayrı bir hava kattı. Türkiye Dergiler Birliği’nin düzenlediği Dergiler Fuarı’nda yerini aldı. Siyer Vakfı’nın düzenlediği bir organizasyonda ödül aldı. Genç Dergisi ve Gerçek Hayat Dergisi başta olmak üzere birçok dergiye röportaj verdi. Birkaç televizyon kanalı için hocamızla röportaj yapıldı.

Bu tarz güzel tepkiler almak bizi mutlu etti. Fakat meselenin önemli tarafı, eline daha önce kalem almamış birkaç lise öğrencisinin sorumluluk yüklenerek bu külfetli işe omuz atması ve hocamızın bu öğrencilere güvenerek onlara sonsuz destek vermesi. Bugün bilgisayar başına geçip bu yazıyı yazıyorsam bunda evvela hocamızın ve Siyer Gazetesinin emeği vardır.

Biz mezun olduktan sonra Siyer Gazetesi bir sayı daha çıktı. Arada bir tane de 28 Şubat Özel Sayısı çıkmıştı. Bu projenin devam etmesi bizden sonra gelen arkadaşların elinde. Biz de elimizden gelen desteği vermeye hazırız. Umarım bu güzel projeyi üstlenecek arkadaşlarımız olur. Son olarak Esra Çifci Dindar hocamıza ve Siyer Gazetesi ekibine sonsuz teşekkürler.

ETİKETLER:
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.