Özgürlük Heykeli Osmanlı Mirası Mı?

28.02.2022
728
A+
A-
Özgürlük Heykeli Osmanlı Mirası Mı?

Özgürlük heykeli, resmi adıyla Dünyayı Aydınlatan Özgürlük. Amerika’nın simgesi haline gelmiş bu anıt, dünyada bilinen kültür miraslarından biridir. UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde de yer alan bu eserin bilinen bir tarihi vardı. Bakırdan yapılan Özgürlük Heykeli, Fransa tarafından kuruluşunun 100. yılı nedeniyle ABD’ye hediye edilmişti. Bunun nedeni Fransa ve Amerika’nın o yıllardaki ilişkilerinin kuvvetli olmasıydı.  Heykel, sağ elinde bir meşale, sol elinde ise bir hitabe tutar şeklinde olan bu anıtı Fransız heykeltıraş Frederic Auguste Bartholdi’nin yaptığı bilinmektedir. Hitabenin üstünde 4 Temmuz 1776 tarihi yazmaktadır. Bu tarih, Amerikan Bağımsızlık Bildirisi olarak bilinmektedir. Heykelin sağ elindeki meşale özgürlüğü simgelemektedir. Aynı zamanda  Heykelin başındaki taç’ın 7 sivri ucu 7 kıtayı veya 7 denizi simgeler. Heykele Isabelle Eugenie Boyer modellik etmiştir. 1884 yılında Fransa’da tamamlandıktan 1 yıl sonra 350 parçaya bölünüp New York Limanı’na ulaşmıştır.  28 Ekim 1886 tarihinde binlerce izleyicinin önünde açılışı gerçekleşmiştir.

Osmanlı’ya ait dediğimiz kısma gelecek olursak, tarihi bu şekilde bilinen anıtın tarihi yeniden tartışma konusu olmuştur. Bunun nedeni Murat Bardakçı 2004 yılında bu anıtın tarihini Osmanlı Devleti padişahı olan Sultan Abdülâziz’e kadar dayandırmıştır. O dönemde Osmanlı toprağı olan Mısır’a konulmak üzere yaptırıldığını yazmıştır. Bu birçok tarihçi tarafından kabul edilmiş, birçok tarihçi tarafından da kabul görmemiştir.

1854 yılında Akdeniz’i Kızıldeniz’e bağlayan bir kanal projesi ortaya atılmıştır. Bu proje Osmanlı ve Fransa’nın ortak fikriydi. Dönemin Mısır Valisi Said Paşa Fransız mühendis Ferdinand de Lesseps’e bu projeyi hazırlattı. Tamamlanmasının ardından bu proje sultana sunuldu.  Bu projeyi Sultan Abdülmecid Han İngiltere’nin baskılarından dolayı onaylamadı ve proje 12 yıl boyunca askında alındı. Geçen bu yıllar içinde hem Sultan Abdülmecid Han hem de Mısır Valisi Said Paşa vefat etmişti.

Abdülmecid Han dan sonra tahta çıkan Abdülaziz Han Denizciliğe ve ticarete büyük önem veren bir padişahtı. Bu nedenle 19 mart 1866 da çıkardığı fermanla kanalın açılmasına izin verdi. Ayrıca bu proje Mısır için bambaşka bir stratejik önem arz ediyordu. Bu fermanda geçen ilginç bir nokta yer almaktaydı. Bu kanalın Akdeniz kıyısına bakan yere bir heykel dikilmesini istiyordu. Bu istek Osmanlı heykelciliği için önemli bir adımdı. Çünkü heykel, Osmanlı Devleti’nde pek hoş karşılanmıyordu. Yapılması planlanan heykel bir kadın şeklinde olacaktı. Eski firavun kıyafetleri de diyebileceğimiz kıyafet içinde olacak, ve elinde meşale tutar şeklinde yapılacaktı. Bu meşale, Asya’nın ışığını sembolize edecekti.

Bu plandan sonra Sultan Abdülaziz Han heykelin yapılması için kendi bütçesinden ödeme yapmıştı. Heykeline yapımı için Fransız heykel sanatçısı olan Frederic Auguste Bartholdi görevlendirildi. Bartholdi birkaç sene içinde heykeli tamamladı. Artık heykel Mısır’a gitmek için hazırdı. Fakat bir şeyler ters gitmişti. Yeni Mısır Valisi olan İsmail Paşa muhafazakâr bir tutum sergiliyordu. İsmail Paşa heykeli istemediğini Ferdinand de Lesseps’e söyledi. Buna gerekçe olarak ise heykelin toplumda pek hoş karşılanmayacağını, heykelin putlaştırılacağını düşünmüş ve heykeli istememiştir. Öyle ki 1869 yılında kanal tamamlanmış ve heykelsiz olarak açılmıştır. Heykel ise Bartholdi’nin Paris’te bulunan depoya kaldırılmıştır. Yıllarca unutup gitmişti.

Aradan tam 15 yıl geçmişti. Fransa ve Amerika’nın dostluğu git gide artmıştı. İki ülkenin de diplomatik ilişkileri kuvvetliydi. Birbirlerine hediyeler gönderip jestler yapıyorlardı. Fransa, Amerika’nın kuruluşunun 100. yılı şerefine büyük bir heykel göndermek istedi. Böylelikle ikili diplomatik ilişkiler daha da kuvvetlenecekti. Bu anıt niteliğindeki heykelin yapımı için Bartholdi görevlendirildi. Bartholdi’nin  Paris’te bulunan deposunda anıtsal nitelikte bir heykel vardı. Bu, Sultan Abdülaziz Han’ın isteği üzerine yaptırılan ve maliyetini bizzat kendi cebinden ödeyerek karşıladığı heykeldi. Bu unutmuş heykel gün yüzüne çıkmıştı. Heykelin sol eline hitabe ekledi. Sağ elindeki meşale özgürlüğü temsil etmesi düşüncesiyle değiştirilmemişti.  Heykelin yüzünü değiştirdi. Bu yüz sanatçının annesinin yüzüydü. Heykel hazır hale geldikten sonra New York kentinde bulunan şimdiki adı Özgürlük Adası olarak adlandırılan yere dikildi. Heykelin yüzü Sultan Abdülaziz Han’ın istediğinin tam aksi yönüne bakacak şekilde dikilmişti. 1886 yılında bu heykelin açılışı yapılarak tanıtılmış oldu.

Doğruluğu kimi tarihçiler tarafından kabul görse de kimi tarihçiler bu olayı yalanlamıştır. Her ne olursa olsun, olayı bilmek, anlamak ve kavramak ve bununla beraber doğruluğunu araştırmak gerekmektedir. Yapılacak olan araştırmalar sayesinde bu olayın da doğru olup olmadığı bilinmelidir. Fakat her ne olursa olsun bu eserin hikayesinde atalarımıza ait izin olması beni çok mutlu etti.

İbrahim Yayla
ZİYARETÇİ YORUMLARI - 0 YORUM

Henüz yorum yapılmamış.